Hürriyet Haber

18 Mart 2013 Pazartesi

Kutu teneke içindeki içeceklere dikkat!!!!!!


Lütfen Dikkat!

Bir aile kutu içecekleri ile birlikte pikniğe giderler. Aile üyelerinden ikisi Pazartesi günü hastaneye kaldırılır ve yoğun bakım ünitesine alınır. Ve Çarşamba günü aile üyelerinden biri ölür.

Otopsi sonuçlarına göre ölüm sebebi leptospiroz'dır. Sebep olan bakteri tenekenin üzerinde yaşamaktadır ve içecek bardak kullanılmadan içilmiştir. Test sonuçları bakterinin tenekenin üzerine kurumuş fare idrarından bulaştığını ortaya koymuştur. Bildiğiniz gibi bu kutular depolarda saklanıyor ve genellikle hiç bir temizlik yapılmadan perakende olarak satışa sunuluyor.

Yapılan bir çalışma içecek kutularının üzerinin umumi tuvaletlerden daha kirli olduğunu ortaya koymuştur. (daha fazla mikrop ve bakteri yaşıyor) Bu nedenle kutu içecekleri tüketmeden önce mutlaka yıkayın.

Sağlığınız için bu bilgiyi sevdiklerinizle paylaşmanızı öneriyorum..

14 Mart 2013 Perşembe

SİGARANIN 10 ZARARI


                                 

1) Ağız kokusu yapar, diş ve diş eti hastalıklarına yol açar.
2) Dudak, yanak ve gırtlak kanserine neden olur. Hatta sigarayı yakmadan dudağında taşıyan yada tütün çiğneyenlerde de ağız için kanserleri görülür.
3) Dilde, tat alma duyusunda bozulmalar olur.
4) Beyin hücrelerinin ölümüne yol açar. Öğrenme bozuklukları, hafıza zayıflığı ve erken bunama görülür.
5) Göz merceğinin saydamlığının azalmasına yani katarakta sebep olur.
6) Cildin yapısının bozulmasına neden olur. Leke ve kırışıklık oluşur.
7) Selülitlere sebep olur.
8) Burunda koku alma duyusu azalır.
9) Sinüzit, farenjit, bademcik ve orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu hastalıklarına yol açar.
10) Damar sertliğini hızlandırır. Beyin ve kalpte damar tıkanıklığına neden olur. Kalp krizi ve tansiyon yükselmesi görülür.

Sayamadığımız bir çok zararından sadece 10 tanesi....

Onun sizi bitirmesine izin vermeyin.

İşte doğadan rahatlıkla elde edilebilen 11 süper gıda ve yararları.



Mantar: Meme kanserinden korur. Günde 10 gram mantar riski yüzde 64 azaltır.

Kivi: Felci önler. Günde 2 kivi, her gün bir aspirin almakla aynı etkiye sahiptir.

Kırmızı biber: Eklem ağrılarını dindirir. Capsaicni maddesi acıyı azaltır.

Tavuk: Gözler güçlendirir. Haftada üç kez yemek gözlerde yaşlanma etkisini azaltır.

Soğan: Kemikleri güçlü tutar. Kalsiyumun kemiklerde tutulmasını sağlar.

Somon: Depresyonla savaşır. Omega 3 yağları bu etkiyi sağlar.

Brokoli: Prostat kanserinden korur. Haftada iki kez yemek riski azaltır.

Siyah çikolata: Tansiyonu dengeler. Günde 25 gram kan dolaşımını düzenler.

Ceviz: Kalp hastalığından korur. Haftada 4 kez bir avuç tavsiye ediliyor.

Beyaz çay: Kilo vermeye yardımcı olur. Yağın depolanmasını engeller ve yaktırır.

Siyah üzüm: Antioksidanları alzheimer ile savaşır.

Soğan ve bal..Öksürük ve Soğuk algınlığı

Doğal antibiyotikdir. Şeker yerine BAL daha faydalı ve etkilidir. Deneyin faydasını göreceksiniz...

Karanfilin faydaları!


Karanfilin saça faydaları da vardır. Karanfil suyu ile düzenli olarak yıkanan saçlarda saç dökülmesi sorununa bitkisel çözüm geliştirilmiş olur. Karanfil saç çıkarıcı bir bitkidir.*İstifrağı ve ishali giderir.

*Karanfil yemek veya bal suyuyla içmek kalbe kuvvet verir.

*Ciğeri de sağlamlaştırır.

*Yemeği hazmettirir.

*Mide bulanmasını ve kusmağı giderir.

*Mideye, başa ve sair azaya kuvvet verir..

*İştah açıcıdır..

*İshali teskin eder.

*Soğuktan olan bütün hastalıklara faydalıdır.

*Sinir bozulmasına, aza (el titremesi, ayak titremesi vs.) titremesine, çok uyuyana, aza (el uyuşması, ayak uyuşması) uyuşmasına iyidir.

*Nezleyi izale eder.

*Göze kuvvet verir.

Karanfilin Yararları:

*Karanfil taneleri çok yaygın olarak kullanıldığı üzere ağız kokularını giderir.

*Bilhassa soğan ve sarımsaklı yiyeceklerden sonra, sigara içtikten sonra bunların kokularını bastırmak maksadıyla akla ilk gelen en pratik çözümlerden biri karanfil çiğnemektir.

* Karanfil esansı içerdiği yüksek miktarda eugenol ile diş hekimliğinde ağrı kesici ve mikrop öldürücü olarak kullanılır.

*Karanfil çiçekleri balgam söktürücü ve öksürük kesici etkilere haizdir.

*Karanfil tanelerinin suyla kaynatılır içilmesi veya karanfil şansı acı ve yakıcı lezzeti ile iştah açar, hazmı kolaylaştırır.

* Bağırsak gazlarını azaltır.

* Karanfil ayrıca Keskin kokusu ve baharlı tadı ile uyarıcı bir maddedir.

* Hafif kabız yapıcı hususiyete de sahiptir.

Saçlarınız çoğalsın ve sağlıklı olsun...

Kendimin de denediği bir yöntemi yazacağım size... Bir litre yada yarım litre gerçek zeytin yağına 1 litre için (15 diş civarı) yarım litre için 7-8 diş civarı)  sağımsağı soyup içine ufaak ufak doğruyorsunuz. Güneş alan yada aydınlık bir yerde (pencere kenarları uygun) 7 gün bekletiyorsunuz. sonra ister süzerek ister sarımsaklar içinde iken haftada 2 kez olmak üzere fırça yardımı ile saçlarınızın dibine, eğer sürebiliyorsanız tamamına sürüyorsunuz.  Bir kaç saat bekletip yıkıyorsunuz. (Ben gece sürüp bone ve yemeni sararak sabah yıkıyordum) Kokusu ağır ve keskindir. Ama yıkayınca hiç koku kalmıyor. Hemen birkaç yapmayla sonuç beklemeyin. Birkaç ay sabredin ve düzenli yapın. Küçük küçük saçların çıktığını ve daha az kırıldığını ve parlaklığı sağlığı göreceksiniz... Söylemesi benden denemesi sizden :)

Hicran Karataş

1 Bardak kola vücudumza neler yapıyor...


1 bardak kola içtiğinizde kanınıza 10 çay kaşığı kadar şeker giriyor. Yani almanız gereken günlük şeker dozunun yaklaşık 100 katı.

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, bir bardak kolanın 60 dakikada vücuda verdiği zararı sekiz başlık altında şöyle özetliyor:

1. İlk 10 dakikada: Kanınıza hemen 10 çay kaşığı kadar şeker girer. Bu normal günlük dozun 100 katı kadardır. Bulantınızın olmamasının nedeni içinde bulunan 'fosforik asiddir'.

2. İlk 20 dakikada: Kan şekeriniz aşırı şekilde yükselir. Bunun sonucu pankreasınızda aşırı derecede insülin salgılanır ve kan şekerinin fazlası karaciğerde yağ olarak depolanmaya başlar.

3. 40 dakika içinde: Kafeinin tamamı dolaşıma girmiş olur. Kan basıncı yükselir, karaciğerden daha fazla şeker yapılarak kana geçer ve kan şekeri tekrar yükselir.

4. 45 dakika içinde: Beyinde dopamin yapımı artar, mutluluk hissi başlar (eroinin etkisine benzer bir etki meydana gelir.)

5. 60 dakika içinde: Ani açlık hissi oluşur.

6. Tekrar kolaya ve tatlılara saldırırsınız.

7. Bu kısır döngü devam ettiği süre karaciğer ve göbek yağlanması artar, vücudun tüm hücrelerinde leptin ve insülin direnci gelişir.

8. Şişmanlık hastalığını başlatmıştır ve bütün dejeneratif hastalıkların nedenidir.

Sağlığınız için ufak ama önemli öneriler...


Önemli Tavsiyeler

+ Soğuk su ile ilaç içmeyin.
+ Akşam saat 17.00’dan sonra ağır yemekler yemeyin.
+ Sabahları bol su için, geceleri az.
+ En iyi uyku zamanı 22.00 - 4.00 arasıdır.
+ Yemekten hemen sonra yatmayın.
+ Telefonla sol kulağınıza alarak konuşun.
+ Telefonun şarjı azalıp tek çubuk kaldığında telefonla
konuşmayın çünkü şarjı azalan telefonda radyasyon
yaklaşık 1000 kat daha fazla olur.

Ve bunu sevdiklerinizle paylaşın..

Çocuklarınızı ve Kendinizi koruyun..


Elektromanyetik Alan" konusunda doktora yapmış bir kişiyim.

Öncelikle dizüstü bilgisayarlarıni asla ve asla kucağınızda, dizinizin üstünde kullanmayın.

En çok manyetik alanı saç kurutma makinesi ve ütü yayar (bu aletleri kullanırken acele edin, işinizi çabuk bitirin.

"Yatak odalarında televizyon, bilgisayar ya da cep telefonu bulunması tahmin edemeyeceğiniz kadar zararlıdır. Havayı iyonize eden elektromanyetik alan yüzünden çoğu zaman bir koku ile algıladığımız ancak gözle göremediğimiz elektrik yüklü parçalar havada asılı kalırlar.
Saatlerce havalandırsanız bile tam olarak ortamdan süpürülmezler, her nefes aldığınızda ciğerlerinize bu parçaları çekiyorsunuz demektir.
Elinizin hemen altındaki klavye ve Mouse ise her hareketinizde elektrik sinyalleri gönderir. Mutlaka kablolu mouse kullanınız. . Aynı şekilde uzun süreli klavye ve mouse kullanımı maalesef bilekleri ve eli deforme etmektedir. "RSI (Repetitive Strain Injury)" denen sürekli aynı bedensel hareketlerin tekrarıyla oluşan eklem rahatsızlıkları ve "Carpal Tunnel Sendorumu (tekrar eden hareket sendromu )" ciddi sonuçları olan ve ameliyat gerektirebilen hasarlar verirler.

Lazer baskı yapan yazıcılar, çalışmaları sırasında ozon gazı üretirler.
Uzmanlar kanser ve bağışıklık sistemi hastalıklarının, manyetik alanın zayıflattığı bünyelerde oluştuğunu söylüyorlar.

Mesela çoğumuzun kullandığı Bluetooth kablosuz bağlantısı için HP firmasının resmi kitapçığı "lütfen sağlığınız için bir metreden kısa mesafede Bluetooth kullanmayın” diyor.

Eğer bütçeniz yetiyorsa LCD dediğimiz ince ekranlardan alın. Bunun radyasyon seviyesi daha düşüktür.

Bilgisayar kasanızı bedeninizden uzak tutun. Kabloları mümkün olduğunca uzun tutarak çevrenizdeki boş alanı uzatın, Bilgisayar masanızı metal aksamdan değil, ahşap ve elektrik yükü tutmayacak şekilde oluşturun.
Bilgisayarınızın bağlı olduğu prizi mutlaka topraklı yaptırın.

Günde bir kaç saatten fazla keyif, oyun ve web gibi zorunlu olmayan aktiviteler için bilgisayar karşısında zaman harcamayın.

Son olarak, bilinen tüm elektronik cihazlarda elektromanyetik alanı yakalama becerileri yüzünden özellikle ametist kristalleri kullanmanızı ve bilgisayarınızın yakınına koymanızı önereceğim.

Bu ametist kristalleri belli aralıklarla deniz suyuyla topraklandıklarında elektrik yükleri sıfırlanarak gereken koruma alanını sağlamaya devam ederler."

Sevgili okurlar, ben şahsen Balıkesir Dursunbey Güğü Köyü'nde çalışırken, köyde ametist madeni olması nedeniyle, bol miktarda ametist kristali edinmiştim.

VE EN ÖNEMLİ KONU: . . . Eğer acil servis doktoru falan değilseniz, cep telefonunuz uyuyacağınız odada asla açık olarak kalmamalı. Gece siz uyurken Yatak Odanızdan en az 10 metre uzakta olmalıdır!!!!

Yapılan araştırmalara göre 20 dakika boyunca cep telefonu ile kesintisiz konuşanların, bir sağlık kuruluşunda beyin kontrolünden geçmesi gerekiyor. Nitekim telefon ile konuşurken sınırı aştığınızda hep başınız ağrır.. Unutmayınki , konuşurken de telefonun patlama gibi bir tehlikesi vardır . . . Mutlaka KULAKLIK KULLANIN ! ! !

Telsiz telefonlarda da benzer tehlikeler mevcut, ev telefonunuz telsizse değiştirin, kablolu alın.

Çamaşır ve bulaşık makineleri çalışırken yanında durmayın ( mesela bulaşık makinesini çalıştırıp yanındaki masada keyif çayı içmeyin veya masa keyfi yapmayın ), çünkü çok manyetik alan yayarlar. Özellikle çamaşır makinesinin, çamaşırları döndürme aşamasında hemen uzaklaşın...

Son olarak; kullanmadığınız aletleri fişten çekin. Yapılan araştırmaya göre, "stand by" da yani bekleme modunda kalan aletler, gene elektrik tuketıyorlar. Ve ABD'de bekleme modunda tüketilen elektiriğe " vampir elektirik" deniliyor. Bu da gösteriyor ki elektronik aletler fişten çekilmediği, en azından güç düğmesinden kapanmadığı sürece bizim için tehlike yaymaya devam ediyor...

Tüm bu aletlerin neden olduğu masraf ve küresel ısınma yetmiyormuş gibi, bizi de tüketiyorlar yavaş yavaş..
Elektromanyetik Alan konusunda doktora yapmış olan, Doç. Dr. Ayşegül YILMAZ'dan...

Ders alınınacak bir hikaye.. REÇETE


Bir gün bir doktora, gerginlik ve tedirginlikten şikayetçi olan
bir hasta gelmiş. Yapması gereken çok işinin bulunduğunu;
fakat kendisinin rahatsız, işlerin ise beklemeye tahammülü olmadığını söylemiş.




Doktor,

* Bu işleri başka biri yapamaz mı?
Ya da bir başkası size yardımcı olamaz mı? diye sormuş.

Adam,

- Onları yalnız ben yapabilirim;
bütün işler bana bakıyor! diye cevap vermiş.

Doktor,

* Sana bir reçete vereceğim.
Bu reçeteyi aynen tatbik etmen gerekiyor! diyerek,
yazıp eline vermiş.

Adam reçeteyi eline alıp baktığında, hayretler içinde kalmış. Reçetede, her gün en az iki saat işi bırakıp yürüyüş yapacaksın ve her haftanın yarım gününü bir mezarlıkta geçireceksin yazıyormuş.

Hasta adam;

- Yürüyüşü anladık ama; neden mezarlık? diye sormuş.

Doktor,

* Oraya gidip mezar taşlarına bakmanı istiyorum.
Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur.
Sen de onlar gibi ölüp mezarlığa gömülünce,
kendinden başkasının yapmasına imkan olmadığını
zannettiğin işlerin, başkaları tarafından da yapılmaya
devam ettiğini göreceksin, demiş.

Evet, bulundukları noktada kendilerini vazgeçilmez gören;
halbuki orada, problem çözmek yerine problemin bir
parçası olduğunun farkına varmayan insanlar için de,
doktorun reçetesi geçerli değil mi? Aslında, kendini bu
hasta adam gibi gördüğü sürece, herkes için geçerli bir reçete…

Hasta değil susuzsunuz ...SU İÇİN!!!!


Bunları Biliyor muydunuz?

Bir çok hastalığın ana sebebini anlamak için, lütfen aşağıda aktarılan bilgileri dikkatlice ve özenle okuyalım, paylaşalım.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa,
YÜKSEK TANSİYON hastalığına yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa,
BEL VE BOYUN FITIĞI hastalığına yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa,
gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa,
ASTIM hastalığına yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa,
ŞEKER hastalığına yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa,
ÜLSER hastalığına yakalanırız.

* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve
KOLON kanseri olma tehlikesi yaşarız.

* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre KANSERLEŞME sürecine girer !!!...

Hasta olmamak için vücüdumuzu susuz bırakmamalıyız.
Alkali - Canlı su içmeliyiz. Alkali ve canlı olmayan sular ne kadar çok içilse de vücut yine susuz kalmaktadır !!!...
Çağımızın en büyük problemi ; içilen ölü sulardır !!!

Hasta değil susuzsunuz .....


OKUDUYSAN BEĞEN BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ !

Kalp Krizinin Belirtileri?




*Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı olur

*Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır

*Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer.

*Soğuk terleme ve mide bulantısı

*Belirtiler çok gizli de olabilir. Örneğin diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve terleme şikayetleri olur. Mide ülseri, kalp krizi ağrısı karıştırılabilir, ülser lehine yanlış yorumlanabilir.

LÜTFEN PAYLAŞIN BELKİ BİR CAN KURTARIRSINIZ!


APRANAX

Hepimizin başına gelebilecek acı bir olay! Mesele APRANAX isimli ilaç ile ilgili... Vatandaşın biri, hafta sonu arkadaşının evine gidiyor. Çok başı ağrıdığından, arkadaşı ona bir Apranax veriyor. Vatandaş yutmadan önce ilacı ağzında çiğniyor. Üzerinden bikaç dakika geçiyor ve vatandaş şuurunu kaybediyor. Çevresindekileri tanımamaya başlıyor. Apar topar hastaneye kaldırıyorlar ve orada anlaşılıyor ki; beyin kanaması geçiriyor. Doktorların açıklamalarına göre beyin kanaması geçirmesinin sebebi; Apranax isimli ilacı çiğneyip yutması.. Ağrı kesicilerin özellikle Apranax ve türevlerinin çiğnenmesi ya da ağızda bekletilmesi beyin kanamasına yol açıyor. Apranax, Aprol, Aprowell, Naprosyn, Napradol, Kapnax, Apraljin, Aleve, Synax, Oprax ( yani kisaca etken maddesi Naproksen sodyum olan ağrı kesiciler) çiğnenince; etken madde beyne çok hızlı nüfuz ediyor ve ölümcül sonuçlara yol açabiliyormuş. Aman dikkat...

BİZİM iÇiN ÖNEMLİSİNİZ... BU PAYLAŞIMI, SİZİN iÇiN
ÖNEMLİ OLANLARA DA SİZ GÖNDERİR MİSİNİZ?

AYAKTA SU İÇMENİN BİLİMSEL GERÇEĞİ


OKUMADAN GEÇME !

Peygamber efendimiz(sav) ayakta su içmeme hususunda bizi uyarmıştır. Bu uyarıların arkasındaki büyük hikmetleri bugün bilimde doğruluyor.

Çocukluğumdan beri suyu ayakta içme konusunda büyüklerimizden duyduğum tek şey, ayakta içme.

Ama neden ayakta içmemeliyiz? Tıbben veya dinen nedir açıklaması nedir?

Dün yarım kiloluk pet şişedeki suyu büyük su bardağına boşalttım ve hepsini ayakta birden içtim. O an da büyüklerin sözü aklıma geldi…

Bunun üzerine biraz büyüklerle konuştum, biraz da konuyla ilgili yazılar okudum…

Buyrun sizde okuyun;

Peygamber efendimiz ayakta su içmeme hususunda da bizi uyarmıştır. İlk bakışta bu biraz anlamsız gelen bir öğüt olsa da bu sözün özüne bakıldığında yine bizim sağlığımız için etkileri çok büyüktür.

Bir hadisde ayakta su içmenin zararına şu şekilde işaret etmiştir:

“Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427 hadis 19588).

Yine aynı konu ile alakalı olarak;

“Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın” buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116)

Diğer açıklama;

İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.

Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer.

Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçer.

Eğer insan sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer.

Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera dahil, bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur.

Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar…

OKUDUYSAN BEĞEN BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ !OKUMADAN GEÇME !


AYAKTA SU İÇMENİN BİLİMSEL GERÇEĞİ

Peygamber efendimiz(sav) ayakta su içmeme hususunda bizi uyarmıştır. Bu uyarıların arkasındaki büyük hikmetleri bugün bilimde doğruluyor.

Çocukluğumdan beri suyu ayakta içme konusunda büyüklerimizden duyduğum tek şey, ayakta içme.

Ama neden ayakta içmemeliyiz? Tıbben veya dinen nedir açıklaması nedir?

Dün yarım kiloluk pet şişedeki suyu büyük su bardağına boşalttım ve hepsini ayakta birden içtim. O an da büyüklerin sözü aklıma geldi…

Bunun üzerine biraz büyüklerle konuştum, biraz da konuyla ilgili yazılar okudum…

Buyrun sizde okuyun;

Peygamber efendimiz ayakta su içmeme hususunda da bizi uyarmıştır. İlk bakışta bu biraz anlamsız gelen bir öğüt olsa da bu sözün özüne bakıldığında yine bizim sağlığımız için etkileri çok büyüktür.
OKUMADAN GEÇME !


AYAKTA SU İÇMENİN BİLİMSEL GERÇEĞİ

Peygamber efendimiz(sav) ayakta su içmeme hususunda bizi uyarmıştır. Bu uyarıların arkasındaki büyük hikmetleri bugün bilimde doğruluyor.

Çocukluğumdan beri suyu ayakta içme konusunda büyüklerimizden duyduğum tek şey, ayakta içme.

Ama neden ayakta içmemeliyiz? Tıbben veya dinen nedir açıklaması nedir?

Dün yarım kiloluk pet şişedeki suyu büyük su bardağına boşalttım ve hepsini ayakta birden içtim. O an da büyüklerin sözü aklıma geldi…

Bunun üzerine biraz büyüklerle konuştum, biraz da konuyla ilgili yazılar okudum…

Buyrun sizde okuyun;

Peygamber efendimiz ayakta su içmeme hususunda da bizi uyarmıştır. İlk bakışta bu biraz anlamsız gelen bir öğüt olsa da bu sözün özüne bakıldığında yine bizim sağlığımız için etkileri çok büyüktür.

Bir hadisde ayakta su içmenin zararına şu şekilde işaret etmiştir:

“Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427 hadis 19588).

Yine aynı konu ile alakalı olarak;

“Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın” buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116)

Diğer açıklama;

İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.

Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer.

Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçer.

Eğer insan sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer.

Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera dahil, bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur.

Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar…

OKUDUYSAN BEĞEN BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ !
Bir hadisde ayakta su içmenin zararına şu şekilde işaret etmiştir:

“Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427 hadis 19588).

Yine aynı konu ile alakalı olarak;

“Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın” buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116)

Diğer açıklama;

İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.

Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer.

Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçer.

Eğer insan sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer.

Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera dahil, bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur.

Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar…

OKUDUYSAN BEĞEN BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ !

ÇÖREK OTUNUN FAYDALARI


ÇÖREK OTUNUN FAYDALARI
Vücudumuz doğası gereği, doymamış yağ asitlerini üretemediğinden bu yağ asitlerini dışarıdan karşılamak zorundadır.Bir gram çörekotu yağı da bu açıdan bir günlük ihtiyacımızı karşılamak için yeterlidir.
ÇÖREK OTUNUN DİĞER ETKİLERİ
• Çörek otunda bulunan nigellon ve alfa-pinen gibi eterli yağlar, solunum borusunun genişleyip krampların giderilmesini sağlar.
Ayrıca öksürüğü hafifletir. İltihap giderici, ağrı dindirici ve idrar söktürücü etkileri de mevcuttur. Düzenli kullanımda kan şekerini düşürücü etkisi vardır.
• İçeriğinde bulunan B1, B2 ve B6 vitaminleri, pek çok enzimin üretiminde önemli rol oynar. Çünkü bunlar, savunma ablukalarını yok edip boyun altı bezini ve dolayısıyla da savunma sistemini güçlendirir. Folasidi vitamini ise, kalp ve tansiyon problemlerinin oluşma riskini en aza indirger. Bununla birlikte hücre yenilenmesinde de gereklidir.
• Beta karotin, A, E ve C vitamini, selen gibi antioksitler vücudun savunma sistemini destekler. ayrıca içeriğinde bulunan selen, zehirli maddelerin vücuttan atmasında destek olur.

ÇÖREK OTUNUN FAYDALARI
Bu kadar mükemmel olarak yaratılan çörek otu, bütün bu özellikleri ile:
• Mikrop, virüs ve mantarlara karşı etkili bir savunma aracıdır.
• İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
• Kan şekerini düşürür.
• Damar hastalıklarını engeller.
• İdrar söktürücü özelliği ile safrayı rahatlatır.
• Vücuttaki zehirlerin atılmasını sağlar.
• Hazmı kolaylaştırır.
• Yaraların daha hızlı iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmelerini hızlandırır.
•Alerjiyi engeller.
• Savunma sistemini dengeler.
• Hormon sistemini ve ruh hâlini güçlendirir.
ÖZEL HALLERDE FAYDALARI
• Çörek otu, müzmin hastalıklarda şaşırtıcı derecede iyileşmeler sağlar. Çocuklarda özellikle sinir ve deri sorunlarına, astım ve alerji sorunlarına da çok iyi gelir.
• Çörek otu ürünleri (yağ ve ezilmiş bal karışımlı) hamilelik döneminde oluşan şikayetleri en aza indirir. Yan etkisi olmayıp, hamilelik dönemindeki bayanlar ve bebeklerini ana sütüyle beslemeyi tercih edenler için sütün kalitesini arttırarak bebek için daha faydalı olmasını sağlar.
• Egzamalı cilde sık sık çörek otu yağı tatbik edildiğinde deri hızlı iyileşir. Yine deri hastalıklarında mikrop öldürücü etkisi nedeniyle çok yararlıdır.
BAZI HASTALIKLARDA ÇÖREK OTU
• Hazımsızlık ve mide şişkinlikleri gibi sorunlarda çörek otunun etkisi eski zamanlardan beri bilinmektedir.
• Hemoroite problemine iyi gelir, çünkü damarları güçlendirerek kan dolaşımını arttırır.
• Romatizma, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol gibi metabolik hastalıklar için çok etkilidir.
• İktidarsızlık ve kısırlık sorunlarında da yine etkili bir destekleyicidir. Çünkü çörek otu, cinsî hormonları düzenlemekte, bedenî ve ruhî olarak zindelik ve dinçlik vermektedir.
• Çörek otu yağı kadınlardaki regl dönemi sancılarına ve diş ağrılarına karşı yine başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
SAĞLIKLI OLMAK İÇİN ÇÖREK KÜRÜ
İçeriğinde bulunanlarla savunma sistemine, metabolizmaya ve hormonlara iyi gelen çörek otu, vücudu toksinlerden arındırır, kan dolaşımını güçlendirir ve bağırsakların düzenli çalışmasını destekler.
Cildi berraklaştırır. Düzgün bir cilde, parlak saç ve gözlere sebep olur. Sağlıklı ve hayat dolu bir görünüm oluşturur.
Çörek otu savunma (immün) sistemini güçlendirdiğinden, kanser, AIDS gibi çağın hastalıklarına karşı tavsiye edilmektedir. Yine tansiyon ve ateş düşürücü ve doğal antibiyotik tesirleriyle yaygın hastalıklara da çare olmaktadır.
Başta astım ve polen alerjisi olmak üzere alerjik hastalıklara, saç dökülmesi ve kepek gibi problemlere karşı da etkilidir.

ÇÖREK OTU NASIL KULLANILIR?
Kurutulan tohumlar baharat şeklinde, suda kaynatılarak ya da yağı çıkarılarak tüketilir. Güzel kokulu bir baharat olarak kullanımı çok yaygındır.
Çörek otunun tohumlarından elde edilen çörek otu yağı saç dökülmesinde ve saçlı deride oluşan kepeğe karşı oldukça etkilidir. Sirke ile kaynatılıp gargara yapıldığında diş ağrılarına iyi gelir. Suyu ile sivilcelere pansuman yapıldığında sivilceler üzerinde etkili olduğu görülmüştür.
- Bir teoriye göre, çörek otunun kemoterapi ilaçları ve radyoterapi tedavisi ile birlikte kullanılması, çörek otunun anti oksidan etkisi nedeniyle bu tedavi yöntemlerinin etkisini azaltabilir

ÇİNLİLER NİYE SICAK SU İÇER?



Çine gitmiş olanlar iyi bilir, özellikle yaşlı Çinliler yanlarında sürekli bardak tipi termoslarda sıcak su, çay taşırlar. Kışın soğuk günlerde, hatta bunaltıcı yaz sıcaklarında bile hep sıcak su içerler. Çin restoranlarına gittiğinizde de masanıza ilk gelen bu hafif çayımsı sıcak su’dur. Peki Çinliler neden sürekli sıcak su içer? Vücudumuz için gerekli olan şeylerin %99′unu midemiz sayesinde alıyoruz. Yediklerimiz bizi fiziksel ve ruhsal olarak o kadar çok etkiliyor ki acı yememiz bizi daha agresif, tatlı yememiz ise bizi daha mutlu yapıyor. Hatta bu yüzden bilim adamları midemiz için 2.ci beynimiz diyorlar.
Midemize en iyi gelen şey ise sıcak su. Peki sıcak su bizim için neden iyi? İşte binlerce yıldır bunun farkında olan Çinliler de her fırsatta sıcak su içiyor. Midemiz vücudumuzun için bir nevi “fırın” işlevi görüyor. Midemiz yediklerimizi bakteri ve enzimlerle eritmek için ilk önce uygun ısıya getiriyor, yani tekrar ısıtıyor. Soğuk su içmek ise midemizin daha fazla enerji harcamasına neden oluyor. Ve yanında alınan diğer besinlerin sindirimini de zorlaştırıyor. Özellikle yağlar soğuk suda çok daha zor çözünüyor. Çinliler ise yemekten önce ve sonra sıcak su içerek midelerinin extra efor sarfetmesini engelliyor. Çinliler soğuk içecekler içtiğiniz veya soğuk besinler yediğiniz zaman içsel organların daha fazla büzüldüğüne, mevcut problemleri daha da kötüleştirdiğine inanıyor.
Yağlı bir tavayı soğuk suda yıkamaya çalışın. Yağlar donar ve yapışır. Ama aynı tavayı SICAK suda yıkarsanız, yağı çözer ve uzaklaştırır. Bedenimiz yağları içerir. Sıcak su sistemimizi temizler.
SICAK SUYUN Faydaları :
1 – Bedenin doğal serinletme sistemini çalıştırır. Bu kan dolaşımında artışa neden olur.
2 – ıç organları ve kaburga kafesinin etrafındaki kasları gevşetir,daha derin nefes almanızı sağlar.
3 – Mide asidi etkilerini rahatlatır ve asit reflu semptomlarını rahatlatır.
4 – Sulanmayı ve besinlerin emilimini artırarak sindirime yardımcı olur.
5 – Kabızlığı giderir.
6 – Kilo verme : yemeklerden yarım saat önce içilen sıcak su iştahı azaltır ve kilo vermeyi hızlandırır. Nefes tekniği ilebirleştirilirse, yağ yakmak için hiper – oksijenlenme sağlar.
7 – Soğuk algınlığı, gripin süresini kısaltır, zatürreyi önler.
NE KADAR ıÇMELı? NE KADAR SICAK OLMALI? NE KADAR SIK ıÇMELı Günce 3 kez 1 fincan için, kahve sıcaklığında. Daha fazlası daha iyidir. Denemeye ne dersiniz? Sabah kalktığınızda siz de güne sıcak su içerek başlamayı deneyin ve vücudunuzun nasıl tepki verdiğini kendiniz deneyimleyin. Eğer sıcak suyun tadı hoşunuza gitmiyorsa İçine biraz zencefil, limon, portakal yada kivi dilimi katarak suyunuzu tadlandırabilirsiniz. Yada direkt Çin usülü yeşil çay içebilirsiniz.
LÜTFEN PAYLAŞALIM ...